• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/people/Kadir-Işık/794574707
  • https://www.twitter.com/@kisik1973

BULGARISTAN GEZI NOTLARI

BULGARİSTAN

Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde 545 yıl kalan Bulgaristan'ın bugünkü adıyla Plovdiv Osmanlı'daki adıyla Filibe ile Haskovo ve başkent Sofya şehirlerini gezdim, gördüm ve analiz ettim. İşte değerlendirmeler:

1-Bulgaristan sınırlarına girdikten sonra, kullanmanız gereken otoyolların ücretleri ,  araçların ön camına yapıştırılan ve adı “vinyet” olan hologramlı bir sticker aracılığıyla tahsil ediliyor. Vinyet haftalık, aylık süreli olarak satılıyor. Aldığınız yer, stickerin üzerinde alınma tarihini delerek süreyi başlatıyor, bizdeki HGS gibi kameraların gördüğü durumlarda araç kimlik bilgisini gösteren herhangi bir elektronik aksamı yok.  Eskiden araçların ön sağ camına yapıştırılan pullara benziyor.  Süresi bitince yenisini alıp yapıştırıyorsunuz.
BULGAR BAKANLIK BİNASI

2-Birinci resimde de görüleceği üzere yer üstünde sosyalist zamandan kalma troleybüs hala kullanılıyor. Oldukça eski ve yavaş çalışıyor. Ancak, unutmadan söyleyeyim, o troleybüs hattının altında da metro hattı çalışıyor. Kısacası yerin altı da üstü de demiryolu ile döşenmiş.
KOMUNIST PARTI -ULUSAL PARLAMENTO BINASI

3-Gezdiğim ülkeler içinde en temiz ülkenin Bulgaristan olduğunu söylemem gerek.  Sigara tüketimi oldukça fazla olmasına karşın, izmaritini sağa sola atan, ya da arabadan izmarit atan, yahut, tükettiği yiyecek, içecekleri, sokağa-caddeye atan kimse görmedim. Sosyalist zamandan kalma alışkanlık mıdır nedir anlayamadım ama şu bir gerçek ki, Bulgaristan’da temizlik hakikaten imandan geliyor. O caddelerin hatta sokakların temizliğini kıskanmamak  mümkün değil !

SOFYA'DA BİR PAZAR GUNU PROTESTO
4-Seyahatimiz sırasında başkent Sofya’da komünistler sarayı, ulusal parlamento binası gibi tarihi binalara ev sahipliği yapan kırmızı
meydanda protesto gösterileri yapılıyordu. Tabi seyahatimiz Gezi Parkı olayları sonrasında olduğu için burada bir karşılaştırma yapmak farz oldu. Öncelikle, şunu belirteyim ki, protestonun nedeni, Bulgar hükümetinin yolsuzluk yaptığı iddiaları idi.
Eline düdük ve Bulgaristan bayrağını kapan her Yaştan halk meydanda bağırıyordu, ancak halkı düzenli bir şekilde yönlendiren yoktu. Yani organize değillerdi.
SAINT SOFIA HEYKELİ
Yine bir ayrıntı vereyim, Bulgar başbakanını ve bir bakanı maymun ve eşek şeklinde hicveden pankartlar vardı. Alimallah Türkiye’de olsa sonucunu tahmin edebilirsiniz.  İkinci ayrıntı, gençlerden oluşan gruplar, polisin parlamento binası ile komünist parti binası arasına çektiği çapraz çarpı şeklindeki demirlerden oluşan  barikatı geçmek için çabalıyordu, ancak polis güçlerinin barikatın arkasındakilere karşı biber gazlı, kimyasal sulu, fiili tazyikli bir müdahalesini GÖRMEDİM. Bir başka ayrıntı, protestocuların da kamu mallarına saldırdıklarını GÖRMEDİM ! Sonuçta hafta sonuydu, bağırdılar, çağırdılar ve dağıldılar.

 KADI SEYFULLAH CAMİİ-SOFYA
5-Osmanlı’nın gerek Filibe ve Haskovo’da gerekse’de başkent Sofya’da ayakta kalmış ve bugüne intikal etmiş Kadı Seyfullah Camiinden başka bir eserini görmedim. Kadı Seyfullah Camii, 1567 tarihli ve Mimar Sinan imzasını taşıyor. Söylemeye gerek yok, gerek dıştan, gerekse de içten mimari özellikleri ile anlaşılan Bulgarlar yıkmaya kıyamamış galiba. Keşke her yüzyıl bir Mimar Sinan yetiştirebilseydik..

CENTRAL HALI-1909
6-Balkanlarda gezdiğim yerlerde AB’ye girmeyi en çok hakeden ülke olarak ben Bulgaristan’ı gördüm. Yunanistan’ın Avrupa’nın “şımarık  ” vatandaşları rolüne karşılık, yanı başındaki komşu ülkesinde Bulgarların daha ağırbaşlı ve daha sade yaşam tarzıyla dikkati
çektiklerini ifade etmeliyim.  545 yıl beraber yaşamış olmamıza karşın, yaşam stilleri kesinlikle Türklere benzemiyor. Bir karşılaştırma yapacak olursak, Yunanlılarla Türkler arasında dinsel açıdan farkı saymazsak huyumuz suyumuz, davranış kalıplarımız nerdeyse aynı olmasına karşın, Bulgarlarla Türklerin benzer yönlerini göremedim.
CENTRAL HALI İÇ MEKANI
7-Bulgarlar eski binalardan 1909 yapımlı Central Hali binasını restore ederek alışveriş merkezi yapmışlar. Üstteki iki fotoğrafta bunu görüyorsunuz. Sözün özü, yıkıp yerine devasa binayı kondurmamış ve çevresindeki trafiği de alt üst etmemişler.  Restore sonrasında bazaar tarzı ufak dükkanlardan oluşan farklı bir konseptle bir alışveriş mekanı oluşturulmuş.  Bu arada devlet binalarının ve bakanlıkların tamamı eski tarihi binalarda konuşlandırılmış vaziyette idi. Umarım bizdeki gibi iki gün sonra iletişim, elektrik, su tesisatı gibi alt yapı sorunlarından dolayı yıkıp da yerlerine yenilerini yapmazlar !!

PARLAMENTO ÖNÜNDE NÖBET DEĞİŞİMİ
8-Gezdiğim her üç şehrin trafiği anormal derecede rahat ve hızlı idi. Araç  açısındn bakacak olursak, önemli arterlerde ulaşım tek yönlü olarak verilmiş, dönüşler bir başka paralel yollardan sağlanmış. Yaya açısından ise yayaya saygıyı övgüye değer buldum. Ayağınızı yere atar atmaz, tüm araçlar öncelikle hızlarını durma derecesine kadar azaltıyorlar ve davranışınıza göre karar alıyorlar. Bunun nedenini, yayaya karşı işlenen suçlara karşı uygulanacak müeyyidelerin sert olmasından kaynaklandığını öğrendim.  Yalnız, gerek otoyollarda gerekse de şehir içindeki ana arterlerde yönünüzü bulma konusunda açıklayıcı ve yön gösterici tabelaların olmadığını ya da eksik olduğunu söylemeliyim. Eğer harita dilinden anlamıyorsanız ya da navigasyon cihazınız yoksa Bulgaristan’da işiniz hayli zor. Trafik konusunda iki şey daha eklemek lazım ki, birincisi otopark özellikle Sofya’da  feci derecede sorun ve pahalı. Şehir mavi ve yeşil bölgelere ayrılmış. Şehrin en hareketli olan mavi bölgede aracınızı ücretli olarak en çok 1 saat park edebilirken, yeşil bölgesinde ise en çok 4 saat park edebilirsiniz. Bu sınırlamalara uymazsanız, öncelikle araç lastiğine kelepçe takılıyor ve belli bir müddet bekliyorlar, eğer siz onlarla iletişim kurmamış iseniz bu kez de aracınız çekiyorlar. Her ikisinde de ceza yiyorsunuz. Örneğin, ben aracımı akşamdan mavi bölgeye park ettim, sabah 09.15’te park bileti almak için gittiğimde, 15 dakika geciktiğim için lastiği kelepçelemişlerdi ve araya 30 Leva trafik cezası sıkışmış idi.
SAINT NICHOLAS KİLİSESİ

HAGIA SOFIA KİLİSESİ
9-İbadethaneler konusunda birkaç kelam etmek gereği olduğuna inanıyorum. Bizim memleketimizde camilere ecnebilerin girmesi, oturması, giriş usullerine uyulduğu sürece serbesttir ve ibadet yoksa şayet fotoğraf da çekebilir. Enteresandır, gezdiğim bütün hıristiyan ülkelerdeki kilise veya katedrallarde fotoğraf çekerken hep sorun yaşadım. Kimisi dıştan çekmeye dahi müsaade etmiyorlardı. Örneğin Prizren’de(Kosova) eski tarihi bir kiliseyi dıştan çekmem dahi engellendi.  Ritüel açısından bakacak olursak ise, Bulgarların pek dindar olduğu söylenemez.  Pazar günü olmasına karşın, kiliseye cemaatinin genellikle yaşlı kesimden olduğunu söylemeliyim. Sofya’daki ibadethaneler içinde en dikkat çekeni şüphesiz Alexander Nevsky katedrali olduğunu ve şehrin de en çok ziyaretçi alan mekanı
olduğunu belirtmeliyim. Ortodoks hıristiyan mimarisinde görülen soğan başlıklı kubbeler, üstüne bir de altınla kaplanınca görülmeye değer bir mimari güzellik ortaya çıkmış. Bir üst fotoğraftaki Hagia Sofia Kilisesinin ise tarihi anlamı var. O da Bulgaristan’ın en eski kilisesi olması. 4 veya 6. Yüzyıllarda yapılmış erken dönem kilise olarak kabul ediliyor. Kilisenin önünde dikkat edileceği üzere bir çelenk  ve siyahlaşmış bir alan var. Bu ise meçhul asker anıtını gösteriyor. Burada 24 saat yanan bir meşale var ve 1878’de Türk-Bulgar savaşında ölen Rus askerlerini sembolize ediyor.
ALEXANDER NEVSKY KATEDRALİ

10-Sofya’da en ucuz şeyin alkol olduğunu söylesem tahmin ediyorum akşamcılar hayal kırıklığı yaşayacaklardır. Şöyle ki, orada 2 lt.lik pet şişelerde biralar 1,00-1,50 Leva arasında değişiyor.  2 lt.lik su ise 2 Leva.  Alkol fiyatlandırması açısından Balkanlarda en ucuz ülke Bulgaristan desek yanlış olmaz. Yeme-içme konusunda ise, Türkiye’de ödediğinize yakın fiyatlar ödüyorsunuz.  Fast-food alışkanlığı her yerde olduğu gibi Bulgarları da esir etmiş. Her yerde pizzacılar, börekçiler görebilirsiniz. Filtre kahve alışkanlığı en dikkati çeken alışkanlık olarak göze çarpıyor. Vitosha Bulvarında boyama-dans-müzik-pandomim gibi halka açık sanatlarını icra edenleri  görebilir ve yol üzerindeki gelatolardan kilo usulü satılan dondurma alarak kentin en işlek caddesinde gezinebilirsiniz.
ULUSAL KUTUPHANE

11-Unutmadan, Bulgaristan’ın en meşhur yiyeceklerinden birisi kaşar peyniri. Gitmişken ne alsam diye düşünenler için tekerlek şeklindeki kaşar peynirinden başka önereceğim bir şey yok. Zaten marketlerdeki raflarda kayda değer ölçüde Türk ürünleri ile büyük alışveriş merkezlerinde Türk tekstil ürünlerini görebilirsiniz.