ÇİN GEZI NOTLARI
ÇİN GEZİ NOTLARI-(Aralık-2013)
Nüfusunu 1 milyar küsur olarak zikrettiğimiz dünyanın en kalabalık nüfuslu bu ülkenin resmi nüfusu 1 milyar 350 milyon civarında. Naçizane bendeniz Çin'in bir liman şehri olan Shenzhen şehrini ziyaret ettim. Shenzhen, Hong Kong ile takriben 1 saatlik bir mesafede bulunuyor. Hong Kong notlarında da belirttiğim gibi, özerk ve aynı zamanda melez kültürlü Hong Kong Cumhuriyetinin kendini beğenmiş tavırlarını bastırmak için komşu Shenzhen şehri, Çin yönetimi tarafından serbest bölge ilan edilmiş. Hong Kong limanından bana göre daha büyük bir limanı bar ve ayrıca Çin'in iç bölgelerine de gerek uçakla gerekse de raylı sistemle ulaşım imkanları yaratılmış. Dolayısıyla da, uluslararası yatırımcılar Hong Kong'u terki diyar etmişler. Aşağıda Shenzhen-Kong Kong arası gümrük kapısındaki her günkü kalabalık geçişleri fotoğrafladım. Şahsen ben ülkemde araç trafiğinden şikayet ederdim, ancak buralarda insan trafiğinden şikayet ettim. Nereye gidersen git, ister tuvalete, ister restauranta, ister markete, ya da metroya, karınca gibi insan seliyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Onlar pek tabii ki bunu kanıksamışlar. Fotoğrafın görüldüğü bu gümrük kapısında her gün giriş-çıkış formları dolduruluyor, webcam kameraları geçişleri fotoğraflıyor. Yine bu iki şehirde farklı paralarla ticaret yapılıyor. Çin'in bildiğiniz gibi parası yuan. Ancak, ben yuan yuan dedikçe onlar bana RM diye kısaltılan parayı söylediler. Tabi ertesi gün para değiştirirken yuanın RM harflaeriyle sembolize edildiğini öğrenmiş oldum. Bu arada, para değiştirme işleri bankalardan yapılıyor ve pasaport ibraz etmek zorundasınız. Ha keza, yabancı parayla alışveriş yapılmıyor ve yapanlar için cezai yaptırım konulmuş. Bu nedenle mesai saatleri bitmeden evvel para değiştirme işlemlerini tamamlamak zorundasınız. Hong Kong'un yanında olup da herhalde 20-30 katlı gecekondu binalarla Çin'i temsil etmek tabii ki olmaz. Shenzhen'in merkez bölgesinin panormasını devasa bu gökdelenler oluşturuyor. Gördüğünüz bu caddeler sabah saatlerinde yıkanıyor. Evet yanlış okumadınız gerçekten yıkanıyor. Shenzhen'de alışveriş yaparken kendimi Mahmutpaşa'da gibi hissettim. Aynen Mahutpaşa'ya benzeyen bir alışveriş-ticaret bölgesi var. Buraya sabah saatlerinde kadınlı-erkekli insanlar pazar arabalarına benzeyen, bizde hamalların kullandığı 2 tekerlekli arabalarla doluşuyor ve öğlene yakın herkes arabasını doldurmuş olarak ayrılıyorlar. Merak ettim, baktım ne götürüyorlar diye. Hepsi siyah poşetlerle ve koli bantlarıyla bandajlanmış idi. Ancak şansım yaver gitti, kadının birisi paketi açmış sayım yapıyordu. Baktım meğerse tekstil ürünleriymiş. Çinliler az önce bahsettiğim pazar arabasına benzer arabanın portatif katlanabilir versiyonunu da yapmışlar, sağolsunlar, bende satın aldım ve Shenzhen sonrasında 75 Lt.lik sırt çantamı artık taşımak zahmetinden kurtulmuş oldum. Şükran.... Aşağıdaki fotoğrafı yıkanma işi devam eden bir caddede çektim. Zaten ıslak olduğunu görüyorsunuz. Cadde yıkandıktan sonra bu dubaları neden koyuyorlar anlam veremedim. Islaklık kurusun diye mi yoksa bir başka nedenle mi bilmiyorum. Bu cadde Shenzhen'in en işlek caddelerinden biri, ancak sabahın çok erken saati olduğu için (06.30-07.00) henüz yaşam tam başlamamıştı. Çin-Shenzhen'de seafood tarzı deniz mahsulleri yemekleri haricinde yiyecek birşey bulamadım. Hatta aç kaldım. Çin mutfağı, bizim Akdeniz veya Türk mutfağıyla alakası olmayan bir yemek kültürüne sahip. Yemekler harlı ateşlerde 10-15 dak içinde hemen yapılıyor ve servis ediliyor. En önemli yemek girdisi tahmin edeceğiniz gibi pirinç. Pirinci tatlandırmak-lezzetlendirmek için sebzelerle karıştırılıyor. Tavuk ve ördek gibi kümes hayvanlarının da kızartılmış satışını gördüm, ancak biraz pahalı idi ve insanlar pek itibar etmiyorlardı. Onlar varsa yoksa sıcak su içindeki pirinç ve sebzeyi tercih ediyorlar ve bol bol sos ekliyorlar. Yemekçiler, sokakta, pazarda, her yerde. Aynı zamanda bu bölgeye özgü meyvelerin de soyulmuş olarak satan işportacılar var. Benim Uzakdoğu gezimde en favori yemekçilerim işte bunlardı. Hiç çekinmeden her tür meyveyi deneme fırsatım oldu. Red-dragon fruit, ananas, muz, gojiberry, pepino, durian, rambutan....Yalnız bu durian adlı meyveye bir parantez açmam lazım. Durian, dışı ananas gibi iğneli içi bir kalp gibi ikiye ayrılmış durumda meyvesini içinde saklayan bir meyve. Özelliği dehşet bir kokusu olması. Örneğin benim kaldığım 2 otelde bu meyvenin resmi duvarlara asılmıştı ve üzerinde çarpı işareti vardı. Bu meyveyi canınız çekmişse zaten 1 km öteden, satan insanın kokusunu alabilirsiniz. Çin'de kahvaltı kültürü Malezya gibi bir öğün şeklinde düşünülüyor. Yani kahvaltı salonuna indiğinizde bizde otellerdeki akşam yemeği büfesi gibi yemek büfesiyle karşılaşıyorsunuz. O nedenle boşa zahmet edip de kalvaltı dahil oteller seçmeyin. Benden söylemesi... Çin-Shenzhen liman ve ticaret kenti olmasına karşın polislerde dahil neredeyse hiç kimse Çince haricinde dil bilmiyor. kaç defa yolumu kaybettim. Elimde Çince adres olmasına karşın, yolumu bulamadım. Navigasyonun götürdüğü caddeler hep farklı çıktı. Taksiciler olmasa işim zordu. Ancak şunu belirteyim. Taksiciler saat gece 12'den sonra deyim yerindeyse sırra kadem basıyorlar. Geride kalanlar da hep ne hikmetse dolu oluyorlar. Tabana kuvvet yürümek zorundasınız. Shenzhen'de taksilerin hepsi taksimetreyle çalıştığı için kazıklanma riskiniz yok. Anladığım kadarıyla caydırıcı cezalar var. Şehir içinde zaten geniş bir metro ağı olduğu için ulaşım sorununuz yok. Aynen diğer uzakdoğu ülkelerinde olduğu gibi burada da mesafeye göre makinelerden bilet alıyorsunuz. Yani nekka köfte o kadar ekmek mevzuu. Zahmet edip de Çin'den baharat ve incik-boncuk haricinde birşey almanızı önermem. Tekstilin envai çeşidi var ancak bizim ülkemizdeki kadar kaliteli değil. Elektronik ürünler satan çok mağaza dolaştım, ancak, hemen anında internet taraması da yaptığım için almaya değecek bir fiyat farkı olmadığına karar verdim. ANCAK, baharat mevzuu için bunu söyleyemem. Örneğin, safran ülkemizde değeri milyarla ölçülürken burada çok çok makul fiyata alabilirsiniz.