• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/people/Kadir-Işık/794574707
  • https://www.twitter.com/@kisik1973

SIRBİSTAN(BELGRAD)

S  I  R  B  İ  S  T  A  N

B E L G R A D (B EO G R A D)




Nasıl müzik tanıdık değil mi ?  Sanki bir Anadolu ezgisi gibi. Ancak değil. Bu bir Sırp anonim türkü. 1521 yılında SUltan Süleyman zamanında Türk egemenliğine giren ve 167 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalan bir namı diğer “beyaz şehir”i gezdim bu keşif turunda. Balkanlardaki latince tabelalarla Beograd diye yazılan ancak bizim dilimizde Belgrad diye bilinen ve fikrimce Balkanların en güzel şehrini anlatacağım bu kez.

Şehrin ortasından geçen Sava nehrinin başka, içinde yaşayan Sırp dilberlerinin ise bir başka güzellik kattığı Belgrad’ı gezmekten, fotoğraflamaktan, ziyadesyle memnun kaldım. Ömür yeterse tekrar gidilecek rotalara da eklemiş bulunmaktayım.

Sırbistan gezimize Sırbistan’ın kuzeydoğusunda Tuna nehrinin Romanya ile Sırbstan arasında sınır olduğu Klodovo giriş kapısından girerek başladık. Şehirlerarası yollar, iki şeritli ve hız sınırı 80 km üzerine çıkmıyor, ayrıca herhangi bir radar işareti dahi yok.   İster inanın ister inanmayın Belgrad’a kadarki 200 kmlik şehirlerarası yol bıyunca yol kenarlarındaki çimleri biçen onlarca işçiye tesadüf ettik. Şehir içini anladık da şehirlerarasına pek anlam veremedik. Aklıma meşhur İngiliz iktisatçı Keynes teorisi geldi. Ancak, Sırpların bu kadar parası olacağını zannetmiyorum. Neyse, geçelim bu mevzuyu.

Belgrad’da da aynen diğer Sosyalist geçmişli ülkelerde olduğu gibi temel ulaşım araçlarından birisi Troleybüs. Yani elektrikli otobüs. Nihayetindeki çevreye saygı ulaşımda başlar değil mi. ? Şehir merkezindeki yol ağında dikkat çekici bir detayı da paylaşmak istiyorum. Bölünmüş bir yol üzerine 3 katlı,  180 dereceye varan kıvrımlı, kavisli tarif yerindeyse şayet labirent gibi bir viyadük yapmışlar. Viyadük 8 ayrı yöne de ulaşım sağlıyor.  Diyeceksiniz ki, bunun neresi enteresan. Haa. Ben de zaten onu anlatmak istiyordum. Bu 3 katlı viyadükteki yollara yayalar ve bisikletliler için korunaklı ayrı bir geçit inşa etmişler. Şahsen böyle bir teknolojiye ilk defa tesadüf ettim. Yine, benim gibi navigasyonla yol bulanlar için bu 8 yönlü viyadüğün sizi birkaç kez yanıltacağını garanti edebilirim.

Trafik mevzusunda sürücülerin bizimkileri aratmayacak denli sabırsız olduklarını söyleyebilirim. Yeşil yanar yanmaz, dat-dat başlıyorlar korna çalmaya. Şehirlerarası hız 80 km demiştim. Hatırlarsınız. Ancak, Belgrad’da şehir içinde 80 km ile tezat olacak şekilde hız yapıldığına çok kez şahit oldum. Bir de park mevzusundan bilgi vereceğim. Belgrad’da her aracın park edebilecekleri yerlerin renkleri ayrıştırılmış vaziyette. Örneğin normal araçların park yerleri yeşil-beyaz, engellilerin ki, sarı-yeşil, Yasak olan bölgeler ise kırmızı-beyaz. Yani, memur bey, af edersiniz ben yasak yazısını görmedim deme şansınız yok.

Sırbistan’a girdikten sonra doğal ihtiyacınız olacak şeyşlerden birisi para değişimi. Sırbistan para birimi Sırp Dinarı(RSD) ve 1 lira 2016/Ağustos’ta 37 RSD civarında idi.  Paranın değersiz olduğuna aldanıp da, alışveriş yapmanızı ve ayrıca benim gibi Sava nehri manzaralı restaurantlarda kazıklanmınızı tavsiye etmem.

Belgrad’ı güzelleştiren en önemli mimari eserler şüphesiz sosyalist dönemden kalma Sava nehri üzerine yapılmış estetik köprüler. Gerek Gazela köprüsü gerekse de Sava köprüsü, hem gündüz, hem de geceye güzel bir panoramik görüntü vaad ediyor.  Şehir içinde devasa büyüklükte parklar var ve sıkışık bir yaşam yok. Dolayısıyla kendinizi şehirden daha çok bir sayfiye yerinde hissediyorsunuz.

Müzik özel ilgi alanıma girdiği için Belgrad’daki sokak müzisyenlerini gezdiğim ülkelerdekiler ile karşılaştırdığımda, 3 kişiden fazla kolektif icraların oldukça başarılı bulduğumu ve bunun çok da fazla örneği olmadığını belirtmeliyim. Örneğin siz hiçbir dans okulunun reklam amaçlı gösteri yaptığını hiç gördünüz mü ? İşte örneği. Buyrun…

Balkanlar’daki diğer örneklerinde olduğu gibi Belgrad’da da trafiğe kapalı meşhur bir caddesi var. (Street Trg)  Bu cadde, kentin en hareketli bölgesi olduğu gibi, Slav ırkının en güzel kızlarını da görebileceğiniz bir mekan. Üstelik nitelikli bedava sokak  konserlerini de saydığınızda, fazlaca zaman geçirebileceğinizi garanti edebilirim.

Benim gezdiğim bölgelerden midir bilmiyorum ama, nüfusu bizdeki gibi genç buldum. Gençler, bizdekilerin tersine, ellerinde telefon olmaksızın, parklarda, cadde kenarlarında gürültülü ve şamatalı muhabbeti tavan yaptırıyorlardı.

Bu caddede yarım litrelik bir su 60 dinar yani bizim paramızla 1,75 TL, bira ise 80 dinar yani hemen hemen 2 TL.  Gördüğünüz gibi su ve biranın fiyatı nerdeyse aynı. Yorumları size brakıyorum.

Kalemeydan olarak bilinen bölgede bir Türk türbesine tesadüf ettik. Damat Ali Paşa imiş. Bu kişi tarihimizde Mora fatihi olarak biliniyor. Zatı şahaneleri Petrovaradin savaşında şehit olmuş.

Gördüğünüz Belgrad kalesinin tam 23 adet kapısı var.  Bu kapılardan zindan gate olarak isimlendirilen bölgede bir de Türk yapısı bir saat kulesi var. Zaten adı da “sahat kula” olarak yazılmış. Kendi yaptırdığımız ve halen de aktif olarak kullanılan bu kuleye kişi başı 50 dinar vererek girdik. Tabii ki maksat eski saat mekanizmasını fotoğraflarken, panoramik Belgrad’ı görmekti.

Son not olarak Belgrad'ı oldukça canlı ve hareketli buldum ve Sırpları da mutlu ve huzurlu olarak gözlemledim.