• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/people/Kadir-Işık/794574707
  • https://www.twitter.com/@kisik1973

ARNAVUTLUK (TİRAN-İŞKODRA-ELBASAN)

A R N A V U T L U K


İŞKODRA - TİRAN - ELBASAN





İŞKODRA


Şaşırdınız mı ?
Aaa bu bizim saz diyeceksiniz eminim. O halde bir ek daha yapayım. Arnavutluğun da aynı zamanda bir anlamda milli enstrümanı. Çaldığı parçanın adı çifteli. Yani bizim meşhır çiftetellinin arnavut versiyonu.
İşkodra, başkent Tiran’a 100 km uzaklıkta, bizim Anadolu vilayetlerine hık demiş burnundan düşmüşçesine benzeyen, trafik düzeninin keşmekeş kelimesine, insan tiplerinin de Arnavut kökenli vatandaşlarımıza tıpatıp uyduğu bir şehir. Şehirde dolaşırken, çok sayıda Türk malının pazarda satıldığını gördüm ve kendimi Niksar’da dolaşıyormuş gibi hissettim. Hatta Pazar’da Türkçe bilenler, akrabası Türkiye de olanlar bile vardı.

TİRAN


Arnavutluk’un simge lideri Enver Hoca’nın ülkesi Arnavutluk’un başkent Tiran’a kuzey tarafından girdiğim için gözüme ilk çarpan şey şehir merkezine 5-6 km mesafedeki mahallelerdeki yoksulluk oldu. Bu mahalleler kaderine terkedilmiş gibi, pis, sefil ve virane görünümdeydiler. Merkeze yaklaştıkça, işkodra’da gördüğüm trafik keşmekeşinin düzeleceğini ümit ederken, trafik akış sistematiğinin İstanbul’a rahmet okuttuğunu anlamam çok uzun sürmedi.

Tiran’ın merkezi İskenderbey meydanı ve çevresinde şekillenmiş vaziyette. Meydana adını veren İskender bey arnavutluk’un ulusal kahramanıdır ve meydanda da bir anıtı vardır. Aynı mahalde Hacı ethem bey camii bulunur. Mimari açıdan dikkat çeken eserlerden bir diğeri, Tiran Üniversitesi. Üniversite  yolunda parlamento ve Cumhurbaşkanlığı sarayı da olduğu için,  bu bölge özenle düzenlenmiş ve her şey yerli yerinde ve pırıl pırıl. Üniversite önündeki Nene Tereza alanına, plaj voleybolu sahası daha yaparak farkındalık yaratmayı başarmışlar.  Netekim, plaj voleybolu illaki plajda oynanacak diye bir kayıt yok değil mi ?

Tiran’ın bizimkilere benzemeyen bir belediye başkanına sahip  olduğunu da gördüm. Adam, Şehrin içindeki devasa büyüklükteki ormanlık alana ve göle dokunmadan, orasını burasını kırpmadan, sağını solunu peyzaj kepazeliği adı altında heder etmeden, orijinal bir orman havasına ve  saklı cennete dönüştürmeyi başarmış. Tiran’da aklımda kalan en önemli bölgeden birisi burasıydı.

Önünde bisikletlilerin, yayaların dolaştığı, lütfedip bir tane de polis kulübesinin köşesine bir yere dikildiği bir saray düşünün. Haaah. Aklınızdan geçen şeyi ben dillendireyim. Aynen Belgrad’da olduğu gibi burada da  yani Tiran’da da Cumhurbaşkanının korumaya ya da korunmaya ihtiyacı yok. Adam, sarayın penceresinden baktığında, sıradan halkla arasındaki mesafe 10 metre bile yok. Sarayın bahçesinde sadece 1 koruma vardı bunu da özellikle belirtmek istiyorum.  Sarayın önünden geçen yol ise tam tamına 8 şerit. Bunlardan 1’er tanesi otobüsler ve bisikletliler için.

Aranvutluk’taki Başbakanlık binası o kadar  küçük ki, bizim değerlendirme ölçülerimize göre basit bir genel müdürlük binası gibiydi. Bu binanın önünde de doğru dürüst koruma görmedim. Zaten parlamento, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık aynı yolda, yan yanalar. Her biri birbirine 50 adım.
Tiran keşif turumuzda, bir Bektaşi türbesine de denk geldik. Türbedar olarak bir bayan vardı ve türbenin çevre düzeni ve bakımından sorumluydu.

Tiran’daki ibadethaneler içinde şüphesiz en önemli mimari eser Bektaşi dergahıydı.  Şehrin dışı sayılabilecek bir bölgede zeytin ağaçları içine 12 imama izafeten 12 dilim şeklinde tasarlanmış. Bektaşhanenin içinde herhangi bir post ya da bizdekilere benzer bir oturma düzeni görmedim.  Geçmiş dedebabalar, dergahın yanındaki türbeler bölümüne defnedilmiş ve dahili sistemle devamlı bir Kur’an tilaveti vardı.. Nevşehir Hacıbektaş dergahındakine benzer aslanlı çeşmelerin buraya da yapıldığını  gördüm. Dergah içerisinde Arnavutluk milli şairi olarak kabul edilen ve aynı zamanda edebiyatımızda Şemsettin Sami olarak bilinen yazarın kardeşi Naim Fraşiri’nin de büstü bir Bektaşi ünlüsü olarak dikilmiş idi.

ELBASAN